Bu değişiklik, öğretmenlerin ek ders yapma motivasyonunu artıracağı ve öğretmen açığını azaltacağı umudunu doğursa da, sektördeki birçok kişi bu adımın yetersiz olduğunu düşünüyor.

Öğretmenler, yaşam standartlarının giderek düştüğü ve enflasyonun yükseldiği bir ortamda ek ders ücretlerinin hala düşük olduğunu savunuyor. Çoğu öğretmen, geçimini ek ders yaparak sağlamaya çalışıyor ve bu nedenle en az %100 oranında bir ek ders ücreti zammı talep ediyor. Araştırmalar, öğretmenlerin büyük bir kısmının ek dersle geçim mücadelesi verdiğini ortaya koyuyor.

Vergi düzenlemesinin eksiklikleri

Yeni vergi dilimi düzenlemesi, öğretmenlerin gelirlerinde artış sağlasa da, temel sorunları çözmeye yetmiyor. Öğretmenler, daha yüksek zam taleplerini desteklemek için birkaç ana gerekçe öne sürüyor:

• Yüksek Enflasyon: Alım gücünü düşüren enflasyon, öğretmenlerin yaşam koşullarını zorlaştırıyor.
• Düşük Yaşam Standartları: Diğer meslek gruplarına göre öğretmenlerin yaşam standartları oldukça geride kalıyor.
• Aşırı İş Yükü: Öğretmenlerin yoğun iş yükü, ek ders yapmalarını zorunlu kılıyor ve bu durum yıpranmalarına neden oluyor.
• Mesleki Saygınlık: Toplumda öğretmenlik mesleğine yönelik saygı, diğer meslek gruplarına kıyasla daha düşük.

Öğretmenler, yalnızca ek ders ücretlerinde değil, aynı zamanda taban maaşlarında da önemli artışlar bekliyor. Ayrıca, çalışma koşullarının iyileştirilmesi, mesleki gelişim olanaklarının artırılması ve özlük haklarının güçlendirilmesi de talepler arasında.

MEB'in vergi dilimi düzenlemesi, öğretmenlerin sorunlarını kısmen çözse de, daha kapsamlı çözümlere ihtiyaç duyuluyor. Öğretmenlerin taleplerinin dikkate alınması ve daha adil bir ücretlendirme sisteminin kurulması, eğitim sisteminin kalitesini artırmak ve sürdürülebilir bir eğitim ortamı sağlamak açısından kritik önem taşıyor.