Bu radikal karar, YÖK Başkanı Erol Özvar tarafından açıklandı ve eğitimde kaliteyi artırma hedefiyle alındığı belirtildi. Peki, bu değişiklik öğrenci yerleştirme süreçlerini nasıl etkileyecek? İşte detaylar.
YÖK Başkanı Erol Özvar, kararın temel amacının üniversitelerdeki program kalitesini yükseltmek olduğunu vurguladı. Özvar, “Bu adım, üniversitelerimizin eğitim kalitesini artırmak için atılmış önemli bir adımdır” şeklinde konuştu. Devlet üniversitelerindeki ikinci öğretim programlarının kapatılmasıyla birlikte, bu programların yerine istihdama yönelik ve geleceğin mesleklerine uygun programların oluşturulması planlanıyor. Vakıf üniversiteleri de bu yeni düzenlemeye uyum sağlayacak.
Kontenjanlar korundu: öğrenciler mağdur olmayacak
YÖK, bu dönüşüm sürecinde toplam kontenjanların korunacağını belirtti. “Kapatılan programların kontenjanları, açılan yeni programlara tanınarak yaklaşık bir milyon kontenjanın tamamı muhafaza edildi” ifadesiyle, öğrenci yerleştirme sürecinde toplam kontenjanın düşmeyeceğini ve öğrencilerin mağdur edilmeyeceğini vurguladı. Bu, özellikle öğrenci adayları için önemli bir rahatlama sağlıyor.
Geçtiğimiz yıl devlet üniversitelerindeki ikinci öğretim programlarına yaklaşık 80 bin öğrenci yerleşmişti. Bu programların kapatılması, geniş bir öğrenci kitlesini doğrudan etkileyecek. Ayrıca, mimarlık, eczacılık, psikoloji, beslenme-diyetetik ve temel bilimler gibi bazı alanlarda kontenjan düzenlemeleri de yapıldı. Bu düzenlemeler, mezunların istihdam olanaklarını artırmayı hedefliyor.
YÖK’ün geleceğe yönelik planları
YÖK, bu değişikliklerin eğitimde kalite odaklı bir yaklaşımla yapıldığını belirtti. Özvar, vakıf üniversitelerinin de bu prensiplere göre hareket edeceğini ve ikinci öğretim programlarının yerine istihdama duyarlı yeni programların açılacağını ifade etti. Bu karar, Türkiye'nin yükseköğretim sisteminde önemli bir değişim olarak değerlendiriliyor ve uzun vadede eğitim kalitesini artırmayı amaçlıyor.
Devlet üniversitelerinde ikinci öğretim programlarının kapatılması, eğitimde kaliteyi artırma amacı taşıyan köklü bir karar olarak öne çıkıyor. Öğrenciler ve üniversiteler, bu değişikliklere uyum sağlamak için yeni stratejiler geliştirecek. YÖK'ün bu kararı, Türkiye'de yükseköğretim sisteminin yeniden yapılandırılmasına yönelik önemli bir adım olarak tarihe geçecek. Öğrencilerin ve eğitim camiasının bu süreçte nasıl etkileneceği ve adaptasyon süreci yakından takip edilecek.