Son dönemde, bakanlık tarafından yapılan 20 bin öğretmen atama açıklaması, mevcut öğretmen açığını kapatma konusunda yeterli mi? Ücretli öğretmenlerin, kadrolu meslektaşlarıyla aynı dersleri vermesine rağmen, düşük ücretlerle çalışması, eğitimdeki eşitsizlik ve belirsizlik algısını artırıyor.
MEB, öğretmen açığının yüksek olmasına rağmen bu yıl atama sayısının kısıtlı tutulduğunu belirtiyor. Bakan Tekin, norm fazlası öğretmenlerin varlığını vurgulayarak, “20 bin öğretmen ataması yeterlidir” söylemini benimsiyor. Ancak, eğitim camiasındaki birçok kişi, ihtiyaç duyulan öğretmen sayısının çok daha fazla olduğunu düşünüyor. Öyle ki, bazı kesimler bu rakamın 100 bin civarına kadar çıkabileceğine dikkat çekiyor.
Mülakatlar ve gelecek belirsizliği
Yeni öğretim yılındaki atama süreçleri, mülakatlarla ilgili belirsizlikler ve tartışmalarla gölgeleniyor. Bakan Tekin, mülakatların gerekli olduğunu savunarak sürecin uzamasına yol açıyor. Ancak, öğretmen adayları ve eğitim camiası, mülakatların kaldırılmasını ve daha adil bir atama sürecinin başlatılmasını talep ediyor. Bu belirsizlik, hem öğretmen adayları hem de mevcut ücretli öğretmenler üzerinde baskı oluşturuyor.
Ücretli öğretmenlerin durumu
Ücretli öğretmenlerin, kendi branşlarında yüksek puan alarak atama bekleyen öğretmen adaylarıyla aynı okulda görev yapması, adaletsizlik hissini pekiştiriyor. Düşük maaşlarla çalışan bu öğretmenler, yıllardır kadrolu öğretmenlerin yerini almasına rağmen özlük hakları ve ücretleri konusunda büyük bir belirsizlik yaşıyor. Eğitimdeki sistemsel sorunlar, öğretmenlerin moral ve motivasyonunu olumsuz etkiliyor.
Eğitim sistemi, ciddi bir krizle karşı karşıya. MEB’in politikaları ve uygulamaları, öğretmenler ve eğitimdeki diğer paydaşlar tarafından sorgulanıyor. Eğitimde eşitlik, adalet ve kalite sağlanmadığı sürece, mevcut sorunların çözümü zor görünüyor. Bu durum, hem öğrencilerin hem de öğretmenlerin geleceğini tehdit ediyor.