Okul müdürlükleri, belirli gerekçelerle öğretmenlerin kurs açma taleplerini reddetme hakkına sahip. Peki, bu durumun arkasında yatan nedenler neler?
Yeni eğitim yılı öncesinde gerçekleştirilen öğretmenler kurulu toplantılarında, öğretmenlerin ders dışı egzersiz çalışmaları ve açabilecekleri kurslar belirleniyor. Bu süreçte, öğretmenlerin önceki yıllardaki performansları göz önünde bulunduruluyor. Geçmişteki başarısızlıklar veya ihmaller, okul müdürlerinin öğretmenlere görev vermeme yetkisini doğuruyor.
Bu uygulama, öğretmenler arasında "ceza" algısı yaratırken, aynı zamanda eğitim kalitesinin artırılmasına yönelik bir adım olarak da değerlendiriliyor. Ancak, birçok öğretmen, bu durumun adaletli olmadığını ve potansiyellerinin göz ardı edildiğini düşünüyor.
Denetim ve yönetmelik maddeleri
Okul müdürleri, kurs açma taleplerini yazılı olarak belirli yönetmelik maddelerine dayanarak reddedebiliyor. Bu durum, öğretmenlerin kendi alanlarında geliştirme fırsatlarını kısıtlıyor. İlgili il ve ilçe milli eğitim müdürlükleri, ders dışı egzersiz çalışmalarıyla ilgili denetimleri gerçekleştirecek. Ancak bu süreçte öğretmenlerin taleplerinin karşılanmaması, eğitimde motivasyonu olumsuz etkileyebilir.
Ders dışı egzersiz çalışmaları, eğitim-öğretim faaliyetleri çerçevesinde yürütülse de, bu faaliyetlerin somut öğrenme ürünleri ortaya koyması bekleniyor. Ancak bu hedeflere ulaşmak için öğretmenlerin yeterli destek ve fırsata sahip olması kritik. Öğretmenlerin kurs açma yetkilerinin kısıtlanması, eğitimde yaratıcı yaklaşımların önünü tıkayabilir.
Eğitim camiasında tartışmalara yol açan bu uygulama, öğretmenlerin mesleki gelişimleri için önemli bir engel teşkil ediyor. Öğretmenler, eğitimde daha fazla söz sahibi olmak ve yeteneklerini geliştirmek istiyor. Eğitim sisteminin daha adil ve kapsayıcı hale gelmesi, öğretmenlerin motivasyonunu artıracak ve dolaylı olarak öğrencilere de olumlu yansıyacaktır. Bu konudaki gelişmeleri izlemeye devam edeceğiz.